DİĞER
Bir nesne olarak kitap reklamıyla mı, yoksa bir politik ideoloji propagandasıyla mı karşı karşıyayız? Bütün bu yaşadıklarımız feminist mi? Lansmandaki kekler glutensiz ve şekersiz mi?
Sylvia Plath’in “Babacım” şiiri bir gün karşımıza bir roman olarak çıkacak olsa, Sophie Mackintosh’un Booker Edebiyat Ödülü uzun listesine giren Su Kürü o roman olurdu
Göçmenlik bir ikiye ayrılış, geride kalan yarı olmadan bütün olabilmek mi? Mutlak transandans ve insanın tamamlayabildiği tek geçiş olan ölümün yaşarkenki provası mı?
Mitoloji, din ve edebiyat ağız birliğiyle ağaç-kadın-günah hikâyesini anlatmaya, kadınları bütün cennetlerden kovmaya devam edecek
Hoş Nağme'yi okurken, Henry James'in Yürek Burgusu'nda “dadının suçluluğu” üzerine kurduğu muğlaklığı düşünüyordum. Birkaç ay sonra Alfonso Cuarón'un Roma'sında “dadının azizeleştirilmesini” yine Hoş Nağme ile kıyasladım...
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık